A/AN ve THE Farkları - Kelime Bilgisi
25/10/2013 17:36

Ali'nin Veli'ye şöyle dediğini varsayalım:

"I had a sandwich and an apple for lunch."
(Öğle yemeğinde bir sandviç ve bir elma yedim.)

Ali, sandviç ve elma yediğinden İLK KEZ bahsetmektedir. Sanırım bu sebeple A/AN yapısı kullandı.

Sonra Ali cümlesine devam etti ve şöyle dedi:

"The sandwich wasn't very good, but the apple was nice."
(Sandviç çok iyi değildi, fakat elma hoştu.)

Veli, Ali'nin hangi elma ve hangi sandviçten bahsettiğini biliyor. Bilinen bir kavram olduğu için bu kez "THE" kullandı.

Aşağıdaki örnekleri inceleyin:

- A man and a woman were sitting opposite me. The man was American, but I think the woman was British.

(Bir adam ve bir kadın karşımda oturuyordu. (O) adam Amerikalıydı, fakat bence (O) kadın İngilizdi.

- When we were on holiday, we stayed at a hotel. Sometimes we ate at the hotel and sometimes we went to a restaurant.

 

Eğer özel bir şeyi düşünerek söylediysek THE kullanırız.

Yeşim sat down on a chair.
(Yeşim bir sandalyeye oturdu, bu sandalye oradaki sandalyeler arasından biri, fazla bir özelliği de yok. Bu yüzden "a" kullandık.)

Yeşim sat down on the chair nearest the door.
(Yeşim kapıya en yakın olan sandalyeye oturdu, görüldüğü gibi bu sandalyenin diğerlerinden bir farkı var, kapıya en yakın olması. Bu yüzden "the" kullandık.)

- Paula is looking for a job (herhangi bir iş)
Did Paula get the job she applied for (başvurduğu iş)

- Do you have a car? (herhangi bir araba)
I cleaned the car yesterday (benim arabam)

 

Herkesçe bilinen bir şeyse THE kullanırız.

Can you turn off the light, please?
(Işığı kapatır mısın, lütfen? Odanın ışığından bahsediyor.)

I took a taxi to the station.
(İstasyona gitmek için bir taksi çağırdım, şehrin istasyonu, bilinen bir yer)

(Alışveriş merkezinde) I'd like to speak to the manager, please.
(Yöneticiyle konuşmak istiyorum, lütfen. Bulunduğu alışveriş merkezinin yöneticisini kastediyor.)

Banka (bank) ve postane (post office) için de THE kullanırız.

- I have to go to the bank and then I'm going to the post office.

Doktor (doctor) ve dişçi (dentist) için de THE kullanırız.

Clare isn't very well. She's gone to the doctor (kendi doktoru).

Aşağıdaki örnekleri inceleyin:

- I have to go to the bank today.
(Bugün bankaya gideceğim)

Is there a bank near here?
(Buraya yakın bir banka var mı)

- I don't like going to the dentist.
My sister is a dentist.

 

Haftada bir, günde üç kere, kilosu gibi kelimelerde "A" kullanılır.

- How often do you go to the cinema?
(Sinemaya hangi sıklıkla gidersin?)

- About once a month.
(Yaklaşık ayda bir.)

- How much are those potatoes?
(Şu patatesler ne kadar?)

- $2 a kilo.
(Kilosu 2$)

- Helen works eight hours a day, six days a week.
(Helen günde 8 saat, haftada 6 gün çalışır.)

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi