1. Arabadaki birini ya da bir şeyi yol üzerindeki bir yere indirmek, bırakmak.
- I'll drop you off on my way home. - Will you drop the kids off at school on your way into town? - You can drop me off here if you like. It'as not far to walk. - Where would you like to be dropped off?
2. Uykuya başlamak.
- She kept dropping off at her desk. - I must have dropped off to sleep.
3. Azalmak
- The number of graduates going into teaching has dropped off sharply.
4. Bir şeyi bir yere bırakmak, elinden düşürmek, düşmek
- We dropped off our bags at the hotel and then went to explore the city.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.