Genel olarak bir şey ya da bir kimse hakkında konuşurken THE kullanılmaz:
- I'm afraid of dogs.
(Köpeklerden korkarım.)
- Doctors are usually paid more than teachers.
(Doktorlar, öğretmenlerden genellikle fazla maaş alır.)
- Do you know anybody who collects stamps?
(Pulları toplayan hiçkimse biliyor musun.)
- Crime is a problem in most big cities..
(Çoğu büyük şehirde, suç, büyük bir problemdir.)
- Life has changed a lot in the last thirty years.
(Geçen 30 yılda hayat çok değişti.)
- Do you like classical music / chinese food / fast cars?
- My favourite sport is football / skiing / athletics.
- My favourite subject at school was history/physics/English.
Bir şeyin çoğunu (most) belirtirken THE kullanılmaz.
Most shops accept credit cards.
(Dükkanların çoğu kredi kartlarını kabul eder.)
Özel şeyler ve kişiler hakkında konuşurken THE kullanılır.
- Children learn from playing
(Genel olarak çocuklar, özel bir şey değil.)
We took the children to the zoo
(Özel bir gruptan, muhtemelen söyleyenin grubundan bahsediyor)
- I couldn't live without music.
(Müzik olmadan yaşayamam.)
The film wasn't very good, but I liked the music.
(Film çok iyi değildi, fakat müziği beğendim (filmin müziğini).
- All cars have wheels.
All the cars in this car park belong to people who work here?
Bir şeyin genel ve özel bir anlamda kullanılıp kullanılmadığı her zaman belirgin değildir. Karşılaştırın:
- I like working with people.
(İnsanlarla çalışmayı severim.)
- I like with people who say what they think.
(Ne düşündüğünü söyleyen insanları severim.)
- I like the people I work with.
(Birlikte çalıştığım insanları seviyorum.)
Son örnekte özel bir insan grubundan bahsedildiği için THE kullandık.